Yeni Dünya Düzeni denilen, kahrolasıca bir kısır döngü var.

Yeni Dünya Düzeni denilen, kahrolasıca bir kısır döngü var.

Bu düzen, tıpkı bir mengene gibi, sen direndikçe o mengene seni daha bir baskıyla sıkmakta. Alanını daha da daraltmakta. Kısacası çırpındıkça daha batmaktasın.

Oyun kurucular, oyunlarını gerçekten iyi kurdular. Öyle bir sağlama yaptılar ki; yanlışı devlet ve hükümetler yaparsa, onlara karşılığı mafya, çete ve anarşi ile verdiler. Yanlışı çete ve mafyalar yaparsa, bu seferde temiz eller operasyonu ile mafya, çete ve anarşiyi bastırdılar.

Maşa varken, ateşe hiçbir zaman elini sürmediler. Kimi zaman devlet otoritesini, kimi zaman da çeteleri maşa yapan bu oyun kurucular, her ihtimale karşı, oyun kurucu olan hanedanların sadık hizmetkârları olan bankalar, sermayedarlar ve medya ile yaptıkları spekülatif operasyonları sayesinde, bu kukla savaşını kimin kazanacağını tayin ederler.

Açlık oyunları'nın Panem'i ve başkan Snow'u varsa, Amerika'nında Wall Street'i, Rockefeller Center'ı Federal Reserv'i var. Rockefeller, Rotschild, Murdoch, Warburg, Schiff, Baruch gibi sırtlanları var.

Bu oyun kurucu sırtlanlar, gün gelecek o ellerinde tuttukları kuklaların kurtulması ve onlara saldırmasıyla, saltanatlarını er ya da geç kaybedecekler.

Bu hanedanlar, Osmanlı'da da çok işler karıştırdılar. Birçok isyanın, birçok bozgunculuğun ve savaşın arkasında bunlar vardı. Ancak bütün isyanlar, bunların teşebbüsleri ile olmadı.

Mesela Celaliler boşuna isyan etmedi. Onların kendilerine has istekleri olduğu ve bu yüzden isyan ettikleri gibi bahaneler ortaya sürülse bile, Celaliler'e halktan katılım bu kadar çok olması gerçekten, insanı düşünmeye sevk ediyor.

Normal bir hayat yaşayan, normal insanlar, asayiş sağlandıktan, adalet sağlandıktan ve karnı doyduktan sonra gerisine pek karışmaz. İşte Celaliler de adaletin, asayişin ve kazancın bozulduğu zaman ortaya çıktılar.

Ancak, günümüzde yine asayiş yok, yine adalet yok ve yine geçim sıkıntısı had safhada. İşte bu ise kısır bir döngüyü doğuruyor. Böyle zamanlarda, adaleti kendi sağlayan çeteler ve mafyalar ortaya çıkar. İşte bunlar, halka kendini sevdirdikleri zaman o hükümet için gerçekten çanlar çalıyor demektir.

Bu çeteler, daha sonraki süreçte, oyun kurucuların yardımıyla hükümete sızar ve gölge olarak ama hükümetin gerçek yöneticisi olurlar. Bu düzen bir süre devam eder. Daha sonrasında çeteler, oyun kurucuları memnun edememeye başlar. İşte bundan sonra da temiz eller operasyonunu vaat eden yeni siyasi yüzler, yeni vaatler ile ortaya çıkar ve ayak takımı çeteleri sillip süpürür.

Ancak, bu süreçte asıl çeteler takım elbiseli, bond çantalı bir şekilde bizi karşılar. Kimi zaman bir şirketin ceo'su kimi zaman bir bankanın genel müdürü, kimi zamansa devletin içinde kilit noktada bir bürokrat olarak çıkarlar karşımıza.

Oyun kurucular, ara sıra kadro ve strateji değiştirirler. Ancak bizler kuklacılarla değil de kuklalarla uğraştığımız için, oyun kurucuların düzeninden kurtulduğumuzu ve zincirleri kırdığımızı sanıyoruz.

Hayır dostum. Zincirler her strateji değiştiğinde daha da kısalıyor ve o kısaldıkça, bizim de hareket alanımız daha da daralıyor.

0 Comments

Yorum Gönder